İnsan olmak...
”Türk´üm, bundan gururluyum, ülkemde yaşamaktan çok mutluyum, bir ülkeye sahip olduğum için çok gururluyum”
Kim itiraz edebilir bu sözlere?
Ama..
Türk olmak, ülkesinde yaşamak, diğer dillere, milletlere, ırklara, cinslere saygı duymamak anlamına geliyor değildir? Değil mi? Ne yazık ki bazı insanlarımız bu görüntüyü verebiliyorlar zaman zaman. Ve bu tutum, bu tavır bitmek tükenmek bilmeyen bir iç sürtüşmenin ve çekememezliğin bir kanser gibi yayılmasına, bir türlü durdurulamamasına sebebiyet veriyor.
Bugün ilgili herhangi bir tartışma ortamından çıkamıyorsun ki bir Türk/Kürt kavgası başlamasın, bir Alevi/Sünni tartışması alevlenmesin, bir biz/onlar cepheleri kurulmasın...
Bu olay elbette sadece Türk milleti için geçerli olan birşey de değildir nihayetinde; hangi ülkeyi ve insanlarını büyüteç altına alırsak alalım aynı tarz görüntüler az veya çok göze çarpacaktır; insanlığın kara yüzlerindendir bu özelliği; kıskançlık, ayrımcılık, çekememezlik, bencillik, vesair vesair...
Olay, daha doğru bir tabirle, imtihan, bu kötü özelliklerin esiri olmamak, aksine bu yanlarımızı kontrol altına alabilmemizdedir...
Konu biz Türkler ile bağlanacaksa, Türk olmak şüphesiz müthiş gurur verici birşey, ama Türk olmanın, bilhassa Türkiye´de huzur içinde yaşamanın en önemli yollarından bir tanesinin, bizden farklı olanlara ve farklı olan şeylere de yer olduğunu bilmekten ve saygı göstermekten geçtiğini unutmamalıyız. Ancak bu bilinç doğrultusunda yaşandığında bir toplumda barış ve huzur olur. Çevremizde yaşayan ”değişik” insanların da bizler gibi olduğunu, üstünlüğü sadece takvanın belirlediğini daima göz önünde bulundurmamız gerekir.
Şüphesiz ki aramızda farklar olacak. İnsanlar farklı farklıdır, ayrı özellikler olacak. Ama bu farklılıkları birer fitne ve nefret kaynağı olarak değil, bir zenginliğin, bir sentezin çıkış noktası olarak görmemiz gerekir. Bu bilinçte olmak - inanmamız gerekir ki – hayat kurtarır ve hayat kalitesi arttırır...
Farklılık bir talihsizlik, bir çeşit yer/mekan savaşı kaynağı degildir, farklılık bizlere - ALLAH tarafından herşeyde olduğu gibi - bilinçli olarak verilmiş mantıklı bir özelliktir.
Keza Yüce Yaratan diyor ki:
”Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır. Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır. ” (49/HUCURÂT– 13)
Velhasılı, düşmanlık – inanalım ki – hiç değecek bir eylem, bir akıl işi degil. Hala akıllanmayacak mıyız acaba.. .?